Bu Sitede Ara

24 Kasım 2010 Çarşamba

cinsel etkinlik, cinsel ilişki, cinsel işlev, cinsellik, cinsiyet, dişilik, erlik

cinsel etkinlik, cinsel ilişki, cinsel işlev, cinsellik, cinsiyet, dişilik, erlik
Cins kelimesi sözlükte tür, çeşit; aralarında ortak özellikler bulunan varlıklar topluluğu; soy, kök, asıl; yüksek nitelikte olan demektir.
Ayrıca yakın türlerin içinde toplandıkları birlik anlamına da gelir.
Bunun yanında cins, ıstılahta seks; erkekle kadını birbirinden ayıran genetik ( kromozomları) ve anatomik (bedensel yapı), fizyolojik (hormonlar), ruhsal farklar, bu şekilde farklılaşan cinslerden her birisi; cinsel etkinliklerden alınan haz ve doyum olarak tanımlanmıştır. Bu bağlamda cinselliği, bireylerin cinslik gereği olarak gösterdikleri, iki cinslikten her birinin ötekini araması, kendine çekmesi, birleşimdeki özel rolleri, yavrular karşısındaki davranışları ve her birinin yaşamadaki ruh durumları gibi, cinsel özelliklerin topu olarak tanımlayabiliriz. Cinselliği bu kavramlar çerçevesinde tanımlamanın yanında onun ilişkili olduğu diğer kavramlardan da söz etmek gerekir.
Cinsel” ise ve niteliklerine değindir. Bu terimdeki cins deyimi, sadece erkek ve kadın türlerini dile getirir ve bunların erkeklik ve kadınlık özellikleriyle ilgilidir. Cinsel işlevi açıklamak gerekirse o, kesinlikle kalıtımsal bir özelliktir ve başlangıçta gıdıklanma duygusunun fazlalığıyla kendini gösterir. Diğerleriyle birlikte bu işlev de yaygınlaşarak şişme, kabarma, ereksiyon ve otomatik güdüler yoluyla aynı anda çeşitli noktalarda var olan tepkiler gibi bir gelişme çizgisi izler. Dolayısıyla , cinselliğin uygulanan kısmını belirtir. O, artık düşünce olmaktan çıkıp eyleme dönüşmüştür.
”, cinsel ilişkiye dair davranışları, tutumları, düşünceleri ve yönelimleri içine alan; her ne kadar bazı toplumlarda kendi başına bir olgu olarak algılanabilse de, gömülü olduğu ekonomik, siyasi ve kültürel boyutlara gönderme yapmaksızın hakkında inceleme yapılması mümkün olmayan bir kavramdır. O, içinde bulunduğu toplumun karakterini taşır ve bu anlamda değişebilen bir olgudur. Bir anlamda karmaşık ve diğer faktörlerle birlikte açımlanabilen bir eylemdir. Kendi başına çok az şey ifade eder.
Cinsel eğilimin ne olduğunu ortaya koymak da cinselliğin çerçevesinin çizilmesini sağlayacaktır. İnsan, hemcinslerine yönelik bir eğilime sahiptir, başkalarının hizmet ve emeğinden yararlanmadığı sürece bu eğilim zevklerin nesnesi olarak doğrudan doğruya diğer insanları hedef alır. Gerçi insanlarda başkalarının etinden zevk alma eğilimi yoktur ama böyle bir durum söz konusu olduğu zaman bu bir eğilimden çok savaştan dolayı alınan bir öç olur, ne var ki, bu yine de iştah diye tanımlanabilecek ve başkasından zevk duymaya dayanan bir eğilim olarak kalır. Bunun adı, cinsel eğilimdir . Cinsel eğilim bir nevi erkeğin kadına ve kadının erkeğe duyduğu ihtiyaçtır. Bu ihtiyaç, insanın yeryüzüne ayak basışından ölümüne değin onunla birlikte yaşayacak bir gerçekliktir. Ne erkek ne de kadın onsuz, var oluşunu tamamlayamaz. Ancak çiftin birbirine eğilim göstermesiyle doğal mecrasında akışını sağlayabilmektedir.
Cinsel eylem ise, çok genel bir deyişle, bedenin cinsel bölgeleriyle bir biçimde doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkisi bulunan eylemler bütünü olarak tanımlanabilir. Erkek ve kadının cinsel davranışta bulunması cinsel eylem olabileceği gibi eylemi hatırlatan dolaylı cinsel davranışlar da bu kategoriye girer. Yani erkekliğin ve kadınlığın cinsel amaç için yaratılan uzuvları, cinsel eylemin en önemli iki dinamiğidir. Bunlar olmadan cinsel eylem doğal haliyle yapılmaz. Bu anlamda cinsel eylem hislerden ziyade davranışa yönelik bir tutumdur. Cinselliği, sadece insan cinsi bağlamında ortaya koymak yeterli olmayabilir. İnsan dışındaki diğer canlıların özellikle hayvanların da cinsel güdüleri vardır. Onlar, türlerinin karşı cinsleriyle zamanı geldiğinde çiftleşirler. Bu noktada esasında insan cinselliğiyle hayvan cinselliği arasında fark vardır. Özellikle insan cinselliğinin amacıyla hayvan cinselliğinin amacı arasında belirgin bir ayrım söz konusudur. Kuşkusuz hayvanların da bir iç dünyası vardır, ancak çözümlenebildiği kadarıyla, bu iç dünya, kendilerine cansız ve hiçbir dinamik gelişmeye sahip olmayan bir nesneymişçesine verilmiş gibi görünmektedir. İnsanın erotizmi, hayvan cinselliğinden işte bu çerçevede yani ruhsal birikimler içermesiyle farklıdır. İnsanın bilincinde erotizm, kendi varlığını sorgulamasına yol açan bir öğedir. Hayvanların cinselliği, yapılarına, belki de hayatlarını tehdit eden bir dengesizlik unsuru soksa bile, hayvan bunun bilincinde değildir. Yaşamında cinselliğin yaratmış olabileceği bir sorgulama yoktur . Kısaca, insanın cinsel devinimi, hayvanın cinsel deviniminden farklı olduğu oranda erotizm olur. Ayrıca insanın yaptığı cinsel girişimler hayvansı ve ilkel amaçlı olmamalıdır. Burada aslında insanın cinselliğinde hayvanınkinden farklı olarak bir inceliğin olduğu görülür.