Bu Sitede Ara

8 Ocak 2016 Cuma

NORODOL ilacı ne işe yarar., NORODOL yan etkileri , NORODOL nedir, NORODOL zararları , NORODOL ilacı kullanımı,

NORODOL ilacı ne işe yarar.,  NORODOL yan etkileri , NORODOL nedir, NORODOL zararları , NORODOL ilacı kullanımı,

 NORODOL ilacı ne işe yarar,  NORODOL ilacı hangi hastalığa iyi geliyor,  NORODOL nedir,  NORODOL kullanımı faydaları.
NORODOL faydaları,

- Akut ve kronik şizofreni
- Mani ve hipomani
- Organik psikozlar
- Psikolojik ajitasyon
- Çocuklarda şiddetli hipereksitabilite ve aşırı hiperaktivite

- Gilles de la Tourette sendromu (Motor tikler ve istemsiz sözel belirtiler)
- Anksiete nevrozu ve gerilim durumları
- Depresyon durumlarının anksiete ile birlikte görülen karışık nevrozları
- Düşük dozlarda antiemetik olarak

 NORODOL ilacı uyarıları,,  NORODOL ilacı hakkında alınması gereken tedbirler
Norodol'un uyku verici özelliği az olmasına rağmen alkol dahil santral sinir sistemi depresanlarının etkisini artırır. Bazal gangliada gizli lezyonları olması ihtimali olan arteriosklerozlu hastalara Norodol dikkatle verilmelidir. Norodol makine veya motorlu araç kullanmak gibi dikkat isteyen tehlikeli işlerde gerekli olan mental ve/veya fiziksel kabiliyeti azaltır.

Bütün trankilizanlarda olduğu gibi Norodol de, psikolojik depresyonun ön planda olduğu hallerde bir antidepresanla kombine olarak kullanılmalıdır.


Hamilelikte kullanımı gerektiği takdirde tedavinin getireceği faydalar, anne ve bebeğin karşılaşması muhtemel olan tehlikelere karşı tartılmalıdır. Özellikle gebeliğin ilk üç ayında kullanılması tavsiye edilmez. Süt veren annelerin Norodol kullanması gerektiği takdirde, bebeğin beslenmesi için başka bir yol seçilmesi önerilmelidir.


Haloperidol'un çocuklar üzerindeki extrapiramidal yan etkileri göz önüne alınarak 3 yaşından küçük çocuklara verilmesi tavsiye edilmez.


Epilepsi vakalarında Norodol kullanıldığında, Norodol'un antikonvülsif etkisi olmadığından, antikonvülsif tedaviye devam edilmelidir. Haloperidol konvülsiyon eşiğini düşürebilir. Çocuklar, zayıf ve yaşlı hastalar haloperidole karşı daha hassas olabilirler ve başlangıç dozunun ayarlanması gerekebilir. Böyle hastalar için maksimum doz ve idame dozu genellikle düşüktür.

NORODOLilacı yan etkileri,  NORODOLyan etkileri,  NORODOLilacı zararları,
Nörolojik etkiler, özellikle extrapiramidal sendromlar en çok görülenlerdir. Endokrinolojik, dermatolojik, gastrointestinal, solunumla ilgili, kardiovasküler ve fotosensitif deri reaksiyonları da rapor edilmiştir. Fotosensitif deri reaksiyonlarının az görülmesi halinde tedaviye devam edilebilir.

Yüksek dozajlı tedavilerin başlangıcında; extrapiramidal yan etkiler, distonik reaksiyonlar ve huzursuzluk şeklinde görülür. Larengeal spazm meydana getiren distoni, amilobarbitone veya enjeksiyon şeklinde verilen antiparkinson ilaçlarla kontrol altına alınabilir. Huzursuzluk ise en iyi şekilde dozajın azaltılması ve oral olarak antiparkinson ilaçların uygulanması ile tedavi edilir.

Tedavinin daha geç safhalarında bir pseudo-parkinson rijidite sendromu meydana gelebilir. Bu da antiparkinson ilaçlarla tedavi edilir. Yüksek dozlu tedavinin başlangıcında antiparkinson ilaçlar kullanılırsa, distoni ve pseudoparkinsonizm tehlikeleri azalır.

Diğer bütün antipsikotiklerde olduğu gibi Norodol ile de tardiv diskinezi görülebilir. Tardiv diskinezi özellikle yaşlılarda uzun süren tedavi sırasında veya ilacı bıraktıktan sonra görülür.
Diğer bütün antipsikotikler gibi Norodol de serum prolaktin seviyesini artırabileceğinden galaktore, amenore, jinekomasti ve impotans görülebilir.

NORODOL İLACI NASIL KULLANILIR,  NORODOL İLACI KULLANMA DOZU,
Dozaj seviyesi şartlara ve kişinin tedaviye gösterdiği cevaba göre günde 1mg ile 200mg arasında olabilir. Dozaj, klinikteki yararlılığa göre ölçülmeli, daha sonra etkili olan en düşük doza indirgenmelidir. Kontrollü klinik deneylerde, yüksek dozların uzun süre emniyetle kullanıldığı gösterilmiştir.

Yetişkinler: Çabuk ve acil kontrol için 10mg (5mg'lık 2 ampul) haloperidol genellikle yeterlidir. Kontrol sağlanıncaya kadar her 6 saatte bir, daha fazla doz uygulanabilir. Gerekirse intravenöz olarak uygulanabilir. Çok şiddetli acil vakaların kontrolünde 30 mg (5mg'lık 6 ampul) kadar intramusküler enjeksiyon yapılabilir. Bundan sonra doz azaltılarak oral tedaviye geçilir.
Çocuklar: İdame doz; vücut ağırlığının her kg'ı başına günde 0.05mg'dır. Kontrol, acil olmadığı takdirde tedaviye yarı dozla başlayıp idame doza doğru yükseltilebilir. Norodol, 3 yaşından küçük çocuklar için tavsiye edilmez.

Yüksek dozlu tedavilerde antiparkinsonik bir ilacın tedaviye ilave edilmesi önerilir.

DOZ AŞIMI :
Doz aşımı, farmakolojik etkilerin ve yan etkilerin abartılı bir şekilde ortaya çıkması ile kendini gösterir. Hastada solunum yetersizliği ve hipotansiyonla birlikte şok hali görülür.

Semptomatik tedavi uygulanır. Gastrik lavaj yapılmalı ve hemen arkasından aktif kömür verilmelidir. Hasta açık havaya çıkarılmalı, gerekirse suni solunum uygulanmalıdır. Hipotansiyona karşı intravenöz solüsyonlar ve norepinefrin gibi bir vazopresör verilmelidir. Epinefrin hipotansiyona yol açabileceği için doz aşımında kullanılmaz. Ciddi extrapiramidal reaksiyonları önlemek için benzotropin veya difenhidramin verilmelidir.
Alıntıdır

http://www.ilacprospektusu.com/ilac/10/norodol-5-mg-50-tablet

7 Ocak 2016 Perşembe

Ünlüler hangi takımlı, Fenerbahçe takımını tutan ünlü isimleri, Fenerli Ünlüler, fenerbahçeli ünlü isimler.

Fenerbahçe takımını tutan ünlülerin ismi sırasıyla verilmiştir.sizde bu listeden hangi ünlü hangi takımı tutuyor öğrenebilirsiz. işte size hazırlanan fenerbahçe takımını tutan ünlülerin isimleri...


Ünlüler hangi takımlı, Fenerbahçe takımını tutan ünlü isimleri, Fenerli Ünlüler, fenerbahçeli ünlü isimler.

Recep Tayyip Erdoğan (Cumhurbaşkanı)
Maxicep.com - Fenerbahçeli Ünlülerin Listesi Acun Ilıcalı
Ali Erkazan
Ali Sunal
Ali Tufan Kıraç (Kıraç)
Aslı Enver
Asrın Tuncer
Asuman Krause
Atilla Taş
Athena (Gökhan Özoğuz ve Hakan Özoğuz)
Ayça Şen Başkan
Balçiçek Pamir
Barbaros Uzunöner
Bedri Baykam
Berkant
Beyazıt Öztürk (Beyaz)
Beyza Durmaz
Burak Kut
Burak Özçivit
Burcu Güneş
Burcu Kara
Bülent Serttaş
Can Dündar
Can Kozanoğlu
Can Tanrıyar
Cansu Dere
Celal Pir
Cem Arslan
Cem Yılmaz
Ceren Hindistan
Çiğdem Savaş
Davut Güloğlu
Derya Tuna
Ebru Gündeş
Ebru Elver
Edis İlhan
Ediz Hun
Edip Akbayram
Ekrem Bora
Emrah İpek (Emrah)
Emel Sayın
Ercan Bostancıoğlu (Ateş Böceği Ercan)
Ercan Saatçi
Erdal Tosun
Ertem Eğilmez
Esra Özmen
Eylem Şenkal
Fadik Sevin Atasoy
Faruk K
Fatoş Kabasakal
Fazıl Say

Fırat Doğruloğlu
Funda Arar
Gani Müjde
Gökhan Özen
Gönül Yazar
Gülben Ergen
Gülse Birsel
Hakan Peker
Hakan Ural
Halil Ergün
Halit Akçatepe
Hande Yener
Harutyun Dalga (Arto)
Hülya Polat
Hüseyin Köroğlu
Hüsnü Şenlendirici
İbrahim Tatlıses
İlhan Şeşen
İlker Aksum
İzzet Altınmeşe
Kadir İnanır
Kadir Çöpdemir
Kader
Kerem Alışık
Kaan Tangöze
Keremcem
Koray Candemir
Kemal Sunal
Lara
Mehmet Ali Erbil
Mehmet Yaşar Günaçgün (Yaşar)
Merve Boluğur
Metin Özülkü
Metin Uca
Müjdat Gezen
Murat Birsel
Murat Evgin
Necmi Yapıcı
Necmi Yıldırım
Nejat İşler
Nihat Sırdar
Nuri Çolakoğlu
Nuray Hafiftaş
Onur Çakmak (Asena)
Orhan Baltacı (Doğuş)
Orhan Hakalmaz
Orhan Pamuk
Oya Aydoğan
Özcan Deniz
Özlem Yıldız
Özlem Yılmaz
Petek Dinçöz
Ragga Oktay
Sadri Alışık
Sabri Özmener
Savaş Ay
Savaş Dinçel
Seda Sayan
Seray Sever
Serkan Burak (Alişan)
Sertab Erener
Sevda Demirel
Sibel Can
Sinan Özen
Sinem Kobal
Şafak Sezer
Şehsuvar Aktaş
Şevket Çoruh
Tamer Karadağlı
Tarık Akan
Tekin Akmansoy
Timuçin Esen
Tolgahan Sayışman
Toprak Sergen
Tual
Tuba Ekinci
Tülin Şahin
Ümit Besen
Vatan Şaşmaz
Yalçın Menteş
Yaşar Kemal
Yavuz Seçkin
Yüksel Aytuğ
Yıldırım Aktuna
Zafer Peker
Ziynet Sali
Demet Şener
Nuri Alço
Uğur Dündar
Sunay Akın
Halil Mutlu
Mustafa Üstündağ

Ünlülerin makyajsız resimleri, Ünlülerin iğrenç resimleri, Ünlülerin en pis resimleri, ünlülerin makyaj olmadan ilginç resimleri

Ünlülerin makyajsız resimleri, Ünlülerin iğrenç resimleri, Ünlülerin en pis resimleri, ünlülerin makyaj olmadan ilginç resimleri



Angelina Jolie, Julia Roberts, Britney Spears, Cameron Diaz ve daha pek çok güzeli hiç makyajsız görmüş müydünüz? İşte size, ünlülerin doğal halleri






www.haberler.com sitesinden alıntıdır.

DOLGİT KREM ilacı ne işe yarar., DOLGİT KREM yan etkileri , DOLGİT KREM nedir, DOLGİT KREM zararları , DOLGİT KREM ilacı kullanımı,

DOLGİT KREM  ilacı ne işe yarar.,  DOLGİT KREM  yan etkileri , DOLGİT KREM  nedir, DOLGİT KREM  zararları , DOLGİT KREM  ilacı kullanımı,

 DOLGİT KREM  ilacı ne işe yarar,  DOLGİT KREM  ilacı hangi hastalığa iyi geliyor,  DOLGİT KREM  nedir,  DOLGİT KREM  kullanımı faydaları.
DOLGİT KREM faydaları,

Adele romatizması, dejeneratif ağrılı eklem hastalıkları (artroz), omurganın ve diğer eklemlerin iltihabi romatizmal hastalıklarında, eklem yakınındaki yumuşak dokunun (sinovyal keseler, sinir sinir kılıfları,tendon ve eklem kapsülü) iltihabi hastalıklarında, omuz sertliği, bel ağrısı, lumbago, spor ve kaza yaralanmalarındaki ezilme, burkulma, gerilmelerin dıştan veya destekleyici tedavisinde kullanılır.

 DOLGİT KREM  ilacı uyarıları,,  DOLGİT KREM  ilacı hakkında alınması gereken tedbirler
Açık yaralar ve mukoza üzerine sürülmemelidir. Gebeliğin son trimenonunda Dolgit Krem, sistematik etkisi konusunda konusunda kesin birşey söylenmediği için uzun süreli ve geniş alanlara kullanılmamalıdır. Bu tedavi sırasında sancıların inhibe edilmesi ve kanama meylinin artması ortaya çıkabilir. Haricen kullanılır.
Kullanmadan önce eller yıkanmalıdır.
Şimdiye kadar tratojen etkisi ile ilgili hiçbir belirtiye rastlanmamışta olsa, gebeliğin 1. ve 2. trimenonunda uzun süreli ve geniş alanlarda kullanılmamalıdır. Süt verme döneminde kullanılmamalıdır. 14 yaşından küçük çocuklarda kullanılması tavsiye edilmez.
DOLGİT KREM  ilacı yan etkileri,  DOLGİT KREM  yan etkileri,  DOLGİT KREM  ilacı zararları,
Sık olmamakla birlikte, ciltte kızarıklıklar meydana gelebilir. Bazen, sürülen yerlerde, 1 ila 2 dakika sonra karıncalanma hissi duyulabilir. Çok nadiren predispozisyonu olan hastalarda bronkospastik reaksiyonlar ortaya çıkabilir.

BEKLENMEYEN BIR ETKI GÖRÜLDÜGÜNDE DOKTORUNUZA BASVURUNUZ
DOLGİT KREM  İLACI NASIL KULLANILIR,  DOLGİT KREM  İLACI KULLANMA DOZU,
Günde 3-4 defa, gereksinime göre daha sık, 4-10 cm uzunluğunda krem deriye sürülüp oğulur. Dolgit Krem cilde sürülüp oğulur. Krem cilde sürülür ve hafifçe ovulur. Büyük hematomlarda ve şişmelerde tedavinin başlangıcında hava geçirmeyen bir bandaj kullanılması faydalı olabilir. Kremin deriden daha fazla geçmesi iyontoforez (elektroterapinin bir çeşidi) sayesinde sağlanabilir. Burada Dolgit Krem negatigf kutup tarafına sürülür. Elektrik gücü her 5 cm² elektrod yüzeyi için 0.1-0.5 mA dır. Uygılama süres ise, 15 dakikaya kadar olmalıdır. Tedavinin süresine doktor karar verir. Vakaların çoğunda, 2-3 hafta boyunca her gün sürülmesi yeterli olur.
Alıntıdır.

6 Ocak 2016 Çarşamba

ARVELES ilacı ne işe yarar., ARVELES yan etkileri , ARVELES nedir, ARVELES zararları , ARVELES ilacı kullanımı,

ARVELES  ilacı ne işe yarar.,  ARVELES  yan etkileri , ARVELES  nedir, ARVELES  zararları , ARVELES  ilacı kullanımı,

 ARVELES  ilacı ne işe yarar,  ARVELES  ilacı hangi hastalığa iyi geliyor,  ARVELES  nedir,  ARVELES  kullanımı faydaları.
ARVELES faydaları,

Kas ve iskelet ağrıları, dismenore, diş ağrısı, postoperatif agrı gibi hafif ve orta şiddetteki ağrıların semptomatik tedavisinde kullanılır.

 ARVELES  ilacı uyarıları,,  ARVELES  ilacı hakkında alınması gereken tedbirler
Çocuklarda kullanım güvenirliligi tesbit edilmemistir.

Alerjik durum hikayesi olan hastalarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır.

Tüm NSA'larda oldugu gibi, özofajit, gastrit ve/veya peptik ülser hikayesi, deksketoprofentrometamol ile tedaviye baslamadan önce, tümüyle tedavi olmus olmaları bakımından arastırılmalıdır.

Kullanan hastalarda gastrointestinal kanama veya ülserasyonun olustugu ender durumlarda,tedaviye hemen son verilmelidir.

Tüm non-selektif NSA'ler trombosit agregasyonunu inhibe edebilir ve prostaglandin sentezinin inhibisyonu yoluyla kanama zamanını uzatabilir. Bu nedenle, hemostaz etkileyen varfarin ya da diger kumarinler veya heparinler ile tedavi uygulanan hastaların deksketoprofen trometamol kullanması önerilmez.

Bütün NSA'larla oldugu gibi, deksketoprofen trometamol plazma üre azotunu (BUN) ve kreatinini artırabilir. Diger prostaglandin sentez inhibitörleri gibi, glomerüler nefrit, intestinal nefrit, renal papiller nekroz, nefrotik sendrom ve akut renal yetmezlige yol açabilen renal sistem üzerinde istenmeyen etkilerle iliskili olabilir.

Tüm diger NSA'lar gibi, bazı karaciger parametrelerinde geçici küçük artıslara ve SGOT ve SGPT'de anlamlı artıslara neden olabilir. Bu gibi parametrelerde ilaca baglı artıslar oldugunda, tedavi sona erdirilmelidir.

ARVELES® Tablet hematopoetik bozukluklar, sistemik lupus eritematozus veya karısık bag dokusu hastalıgı olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Diger NSA'lar gibi, deksketoprofen infeksiyöz hastalıkları maskeleyebilir.

Karaciger, böbrek veya kardiyak fonksiyon bozuklugu olan hastalarla, sıvı retansiyonuna neden olan diger hastalıkları olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Bu hastalarda, NSA̵

ARVELES  ilacı yan etkileri,  ARVELES  yan etkileri,  ARVELES  ilacı zararları,
Klinik arastırmalarda deksketoprofen trometamol ile iliskili olabilecegi bildirilen istenmeyen etkiler bulantı ve/veya kusma, abdominal agrı, diyare, dispepsidir.

Asagıdaki istenmiyen etkiler, diger NSA'ların alımında da ortaya çıkabilir. Belirgin olaraksistemik lupus eritematozus veya karısık bag dokusu hastalıgı olan hastalarda olusabilen aseptik menenjit; ve hematolojik reaksiyonlar (purpura, aplastik ve hemolitik anemi ve ender olarak agranülositoz ve medullar hipoplazi, dispepsi, abdominal agrı).

BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRDÜGÜNÜZDE DOKTORUNUZA BASVURUNUZ.

ARVELES  İLACI NASIL KULLANILIR,  ARVELES  İLACI KULLANMA DOZU,
Genel Popülasyon:
Agrının cinsine ve siddetine göre önerilen doz genellikle her 4-6 saatte bir 12,5 mg veya 8 saatte bir 25 mg'dır.

Yiyeceklerle birlikte uygulama ilacın absorpsiyon hızını geciktirdigi için yemeklerden en az 30 dakika önce uygulanması önerilir.

Yaslılar:
Yaslı hastalarda tedaviye dozaj aralıgının en düsügünden (50 mg toplam günlük doz) baslanması önerilmektedir.İyi tolerans gösterdikleri dogrulandıktan sonra dozaj genel popülasyon için önerilen miktarlara yükseltilebilir.

Karaciger fonksiyon bozuklugu:
Hafif veya orta derecede karaciger fonksiyon bozuklugu bulunan hastalar tedaviye düsük dozlarda (50 mg toplam günlük doz) baslamalı ve yakından izlenmelidir. ARVELES® Tablet siddetli karaciger fonksiyon bozuklugu olan hastalarda kullanılmamalıdır.

Böbrek fonksiyon bozuklugu:
Böbrek fonksiyonları hafifçe bozulmus hastalarda baslangıç dozu 50 mg günlük toplam doza indirilmelidir. ARVELES® Tablet orta ve siddetli böbrek fonksiyon bozuklugu olan hastalarda kullanılmamalıdır.

Çocuklar:
ARVELES® Tablet çocuklarda denenmemistir. Dolayısıyla, güvenliligi ve etkinligi belirlenmemistir ve çocuklarda kullanılmamalıdır.
Alıntıdır.

5 Ocak 2016 Salı

BEVİTAB ilacı ne işe yarar., BEVİTAB yan etkileri , BEVİTAB nedir, BEVİTAB zararları , BEVİTAB ilacı kullanımı,

BEVİTAB ilacı ne işe yarar.,  BEVİTAB yan etkileri , BEVİTAB nedir, BEVİTAB zararları , BEVİTAB ilacı kullanımı,

 BEVİTAB ilacı ne işe yarar,  BEVİTAB ilacı hangi hastalığa iyi geliyor,  BEVİTAB nedir,  BEVİTAB kullanımı faydaları.
BEVİTAB faydaları,

Periferik sinir sistemi komplikasyonları : Nevrit, polinevrit, optik nevrit, gebelik nevriti, diyabetik nevrit,herpes zoster, santral sinir sistemi komplikasyonları, Wernicke sendromu, Korsakoff psikozu, pridoksin eksikliğine bağlı konvülziyonlar, prementrüel
sendroma bağlı psikolojik rahatsızlıklar, idyopatik ve yaşlılığı bağlı tremor.
Çeşitli ağrılar : Artrit, periartrit, siyatalji, lumbalji, artralji, miyalji, kramplar trigeminal nevralji,romatizma ağrıları.
Çeşitli Entoksikasyonlar : Alkolizm, gebelik kusmaları, ameliyat sonrası kusmalar, radyasyon hastalığı, diyabet komlikasyonları, izoniyazid, hidralazin ve oral kontraseptiflere bağlı komplikasyonlar.
Dolaşım Sistemi Komplikasyonları : Anemi (hipokromik, sideroblastik, megaloblastik lipit ve aplastik vs...) kalp yetmezlikleri, kalp büyümesi, trombus tehdidi.
Karbonhidrat, lipid ve kolesterol metabolizması bozuklukları :
Cilt ve mukozada lezyonlar : (Seboreye benzeyen).
Ürolojik komplikasyonlar : Oksalat taşı oluşumuna karşı.

 BEVİTAB ilacı uyarıları, BEVİTAB ilacı hakkında alınması gereken tedbirler
Uzun süreli ve yüksek doz pridoksin uygulaması ile periferal nöropati gelişebilir. Pridoksin levodopa' nın
etkilerini azaltır, periferik dopadekarboksilaz enzimleri olmadan bir arada kullanılmamalıdırlar.
Hamilelerde ve Emziren kadınlarda Kullanımı : Hamilelerde özellikle ilk üç aylık dönemde kullanılmaması gerekir. Pridoksinin laktasyonu inhibe ettiğine dair bulgular olduğu için, emziren kadınlarda kullanılmaması tavsiye edilmektedir.
BEVİTABilacı yan etkileri,  BEVİTAByan etkileri,  BEVİTABilacı zararları,
Yüksek dozlarda bile çok iyi tolere edilir. Pridoksin için el ve ayaklarda hissizlik, ağırlaşma gibi bazı vakalar bildirilmiştir.
BEVİTAB İLACI NASIL KULLANILIR,  BEVİTAB İLACI KULLANMA DOZU,
Proflaksi : Günde 1-2 tablet
Tedavi : Günde 2-4 tablet

DOZ AŞIMI :
Uzun süreli yüksek doz pridoksin kullanıldığında (Örn : 2-40 ay süre ile günde 2-6 gram) periferik nevrit ve nörolojik zafiyet gelişmektedir. Bu durumda, ilaç derhal kesilerek destekleyici önlemler alınmalıdır.

http://www.ilacprospektusu.com/ilac/101/bevitab-20-film-tablet Alıntıdır


NUROFEN ilacı ne işe yarar., NUROFEN yan etkileri , NUROFEN nedir, NUROFEN zararları , NUROFEN ilacı kullanımı,

NUROFEN  ilacı ne işe yarar.,  NUROFEN  yan etkileri , NUROFEN  nedir, NUROFEN  zararları , NUROFEN  ilacı kullanımı,

 NUROFEN  ilacı ne işe yarar,  NUROFEN  ilacı hangi hastalığa iyi geliyor,  NUROFEN  nedir,  NUROFEN  kullanımı faydaları.
NUROFEN faydaları,

Grip, soğuk algınlığı veya sinüzit gibi hastalıkların seyrinde görülen burun tıkanıklığı, baş ağrısı, ateş, vücut ağrıları ve diğer ağrıların giderilmesinde kullanılır.

 NUROFEN  ilacı uyarıları,,  NUROFEN  ilacı hakkında alınması gereken tedbirler
Semptomlar 3 günden fazla sürerse, doktorunuza başvurunuz.
Nurofen Cold & Flu tablet, 7 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır.
Yüksek tansiyonu olanlar, kalp hastaları, şeker hastaları, tiroid hastaları ve prostat hipertrofisi olanlar; hekim önermedikçe Nurofen Cold & Flu tableti kullanmamalıdırlar. Nurofen Cold & Flu tablet alanlar, araç ve taşıt kullanırken dikkatli olmalıdırlar.

Hamilelik ve Laktasyonda Kullanım
Gebelik kateciorisi B'dir.
İbuprofenin ve psödoefedrin'in hamilelikte kullanımı hakkında spesifik veri bulunmadığından, gebelikte kullanımından kaçınılmalıdır.
İbuprofen ve psödoefedrin; az miktarda anne sütüne geçmektedir.
Genel bir önlem olarak, emziren annelerde ibuprofen ve psödoefedrin kullanımından kaçınılmalıdır.

NUROFEN  ilacı yan etkileri,  NUROFEN  yan etkileri,  NUROFEN  ilacı zararları,
Ciddi allerjik yan etkilere neden olabilir. Bu durumda ilaç kesilerek doktora başvurmak gerekir.
Bulantı, kusma, ishal ya da kabızlık, karın ağrısı seyrekte olsa görülür. Hepatoksik etki potansiyeli vardır. Nadiren de olsa mide ağrısı, mide yanması ve ciltte kızarıklık olabilir. Bu durum ilacın kesilmesi ile düzelir.
Serum transaminazlarının düzeyini yükseltir, su ve tuz retansiyonu yapabilir.
Önerilen doz aşıldığı takdirde sinirlilik, sersemlik ve uykusuzluk yapabilir.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNU
NUROFEN  İLACI NASIL KULLANILIR,  NUROFEN  İLACI KULLANMA DOZU,
Yetişkinlerde ve 12 yaşın üzerindeki çocuklarda, başlangıç dozu olarak su ile birlikte 2 tablet ve eğer gerekli ise her 4 - 6 saatte 1 veya 2 tablet şeklinde kullanılmalıdır.
Günde 6 tabletten fazla kullanılmamalıdır.
12 yaşın altındaki çocuklarda kullanımı uygun değildir.

Doz Aşımı ve Tedavisi
İbuprofen'e ait doz aşımı durumunda bulantı, kusma, baş dönmesi, uyku hali ve nadiren bilinç kayıbı görülebilir.
Eğer başka bir ilaç ile birlikte alınmamış ise, tek başına ibuprofen'in yüksek aşırı dozları genelde iyi tolere edilir.
Spesifik antidotu yoktur, destek tedavisi uygulanmalıdır.
Gastrik lavaj uygulanmasını takiben gerekli ise, serum elektrolitleri düzenlenir. Psödoefedrin'e ait doz aşımın ın başlıca semptom-bulguları irritabilite, huzursuzluk, titreme, konvülsiyonlar, palpitasyon, hipertansiyon ve idrar zorluğudur.
Solunum destekleyici, koruyucu ve de konvülsiyonları kontrol edici önlemler alınmalıdır.
Endike olduğu takdirde, gastrik lavaj uygulanmalıdır.
Mesane kateterizasyonu gerekebilir.
İstenirse, psödoefedrin atılımının hızlandırılması için diyaliz uygulanabilir.

Alıntıdır. Detaylı bilgi için aşağıdaki url adresine gidiniz

http://www.ilacprospektusu.com/ilac/2/nurofen-cold-flu-24-tablet  

4 Ocak 2016 Pazartesi

kalbimiz kaç kez atar. kalp yılda kaç kez atar, kalp günde kaç kez atar, kalp ayda kaç kez atar, kalp ömür boyunca kaç kez atar.


Kalbimiz normal olarak dakikada 70-72 kere atar. Bu atışa göre, 70 yaşındaki insanın kalbi 250 milyon kere atmış ve bu süre içinde de 167.561.600.000 kilo kan,damarlarımıza pompalanmıştır.

kalbimiz kaç kez atar. kalp yılda kaç kez atar, kalp günde kaç kez atar, kalp ayda kaç kez atar, kalp ömür boyunca kaç kez atar.

İnsan vucudunda kalbin kaç kez attığını hiç sorguladınız mı? düşünsenize bir telefonun bataryası en fazla  1 hafta giderken insan vucudundaki kalp ortalama insan ömrü olan 70 yaşına kadar  250 milyon kere atmıştır. bu devirde teknolojinin hat safhasında bile üretilen bir elektronik aletin bozulmadan, sıkıntı olmadan 70 yıl çalışabileceğini düşünebiliyor musunuz. kalbimizin atış hızı duruma göre değiştiğinide unutmamak lazımdır.

insan vucunda kaç watlık enerji var, İnsan vucudunda lambayı yakabilecek kadar enerji var

25-watt-ampul
Normal bir insan vücüdunda bulunan elektrik 25 wattlık bir lambayı dakikalarca yakabilir.

İnsan vucudu enerjisi, İnsan vucudu lambayı yakacak kadar enerjiye sahipmi, insan vucudunda kaç wattlık enerji vardı. insan vucudunda lambayı yakabilecek kadar bir enerji olduğunu biliyormuydunuz?

3 Ocak 2016 Pazar

ZİNNAT 500 MG ilacı ne işe yarar., ZİNNAT 500 MG yan etkileri , ZİNNAT 500 MG nedir, ZİNNAT 500 MG zararları , ZİNNAT 500 MG ilacı kullanımı,

ZİNNAT 500 MG   ilacı ne işe yarar.,  ZİNNAT 500 MG   yan etkileri , ZİNNAT 500 MG   nedir, ZİNNAT 500 MG   zararları , ZİNNAT 500 MG   ilacı kullanımı,

 ZİNNAT 500 MG   ilacı ne işe yarar,  ZİNNAT 500 MG   ilacı hangi hastalığa iyi geliyor,  ZİNNAT 500 MG   nedir,  ZİNNAT 500 MG   kullanımı faydaları.
ZİNNAT 500 MG faydaları,
Duyarlı mikroorganizmaların sebep olduğu enfeksiyonların tedavisinde endikedir.
Başlıca endikasyonları:
Üst solunum yolu enfeksiyonları: Kulak, burun, boğaz enfeksiyonları, otitis media, sinüzit, tonsillit, farenjit gibi.
Alt solunum yolu enfeksiyonları: Pnömoni, akut bronşit ve kronik bronşitin akut alevlenmeleri gibi.


 ZİNNAT 500 MG   ilacı uyarıları,,  ZİNNAT 500 MG   ilacı hakkında alınması gereken tedbirler

Penisilin veya diğer beta-laktam antibiyotiklere karşı allerjik reaksiyon geçirmiş hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Kullanım sırasında allerjik reaksiyonların ortaya çıkması halinde ilaç kesilmeli, gerekirse uygun ajanlar (presör aminler, kortikosteroidler, antihistaminikler) ile hasta tedavi edilmelidir. Diğer antibiyotiklerde olduğu gibi sefuroksim aksetilin de uzun süreli kullanımı, duyarlı olmayan organizmaların (Candida, enterekoklar, Clostridium difficile) aşırı çoğalmasına neden olarak tedavinin kesilmesini gerektirebilir. Geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanımında psödomembranöz kolit görülebilir, bu nedenle antibiyotik kullanımı sırasında veya daha sonra ciddi diyare gelişen hastalarda bu tanıyı gözönünde bulundurmak önemlidir. Ciddi diyare görülen hastalarda ilacın kesilmesi ve uygun yöntemlerle tedavi edilmesi, oral vankomisin gerekebilir. Lyme hastalığının Zinnat ile tedavisini takiben Jarisch-Herxheimer reaksiyonu görülmüştür. Bu Lyme hastalığına neden olan patojen spiroket, Borrelia burgdorferi'ye Zinnat'ın bakterisit etkisinin sonucudur. Hastalara bu reaksiyonun sık görülen ve genellikle Lyme hastalığının antibiyotiklerle tedavisinin kendi kendisini kısıtlayan bir sonucu olduğu anlatılmalıdır.

Gebelik ve emzirme döneminde kullanımı: Gebelik kategorisi B'dir. Sefuroksim aksetilin deneysel olarak kanıtlanmış hiçbir teratojenik veya embriyopatik etkisi bulunmamakta ise de bütün diğer ilaçlarda olduğu gibi, gebeliğin ilk aylarında özel dikkat gösterilerek uygulanmalıdır. Sefuroksim anne sütü ile de atıldığından emziren annelere verildiğinde dikkatli olunmalıdır. Ardışık tedavide parenteral tedaviden oral tedaviye geçiş zamanı enfeksiyonun şiddeti, hastanın klinik durumu ve hastalık etkeni patojenlerin duyarlılığı tarafından belirlenir. 72 saat içinde klinik iyileşme olmazsa parenteral tedaviye devam edilmelidir. Ardışık tedaviye başlamadan önce sefuroksim sodyum (Zinnat enjektabl) kullanım bilgilerine müracaat ediniz.

 ZİNNAT 500 MG   ilacı yan etkileri,  ZİNNAT 500 MG   yan etkileri,  ZİNNAT 500 MG   ilacı zararları,

Sefuroksim aksetilin yan etkileri genellikle hafif ve geçici özelliktedir. Diğer sefalosporinlerde olduğu gibi nadir olarak, eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekrolizis (ekzantematik nekrolizis) ve deride kızarıklık, ürtiker, ateş, kaşıntı, serum hastalığı ve çok nadir olarak anafilaksi gibi aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir. Sefuroksim aksetil alan hastaların küçük bir oranında diyare, bulantı, kusma gibi gastrointestinal rahatsızlıklar görülmüştür. Diğer geniş spektrumlu antibiyotiklerde olduğu gibi nadiren psödomembranöz kolit görüldüğü rapor edilmiştir. Baş ağrısı da bildirilmiştir. Zinnat tedavisi sırasında eozinofiliye ve hepatik enzim düzeylerinde geçici yükselmelere (ALT, AST ve LDH) rastlanmıştır. Seyrek olarak trombositopeni ve lökopeni rapor edilmiştir. Diğer sefalosporinlerde olduğu gibi çok nadiren sarılık bildirilmiştir. Sefalosporinler sınıf olarak eritrosit membranından emilmeye yatkındır ve ilaca karşı antikorlar ile reaksiyona girerek tedavi sırasında pozitif Coombs testi ortaya çıkarırlar (bu kanın cross-matching'ini etkileyebilir). Çok nadir olarak da hemolitik anemi görülebilir.

ZİNNAT 500 MG   İLACI NASIL KULLANILIR,  ZİNNAT 500 MG   İLACI KULLANMA DOZU,
(Hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde) Genel olarak tedavi süresi 7 gündür (5-10 gün arası). Sefuroksim aksetil optimum absorpsiyon için yiyeceklerden sonra alınmalıdır.

Yetişkinler:
Çoğu enfeksiyonlarda: Günde 2 kez 250 mg.
Üriner sistem enfeksiyonları: Günde 2 kez 125 mg.

Hafif ve orta derecedeki alt solunum yolu enfeksiyonlarında:
Örneğin bronşitte: Günde 2 kez 250 mg.
Daha ağır alt solunum yolu enfeksiyonlarında veya pnömoniden kuşkulanıldığında: Günde 2 kez 500 mg.
Piyelonefrit: Günde 2 kez 250 mg.
Komplike olmayan gonore: 1 g'lık tek doz.
Yetişkinler ve 12 yaşın üstündeki çocuklarda Lyme hastalığı tedavisinde: 20 gün süre ile günde 2 kez 500 mg.

Ardışık tedavi:
Pnömoni: 48-72 saat, günde iki veya üç kez 1.5g (i.v. ya da i.m.) Zinnat enjektablı takiben tedaviye 7-10 gün, günde iki kez 500mg Zinnat (sefuroksim aksetil) tablet ile oral yoldan devam edilir.

Kronik bronşitin akut alevlenmeleri: 48-72 saat, günde iki veya üç kez 750mg (i.v. ya da i.m.) Zinnat enjektablı takiben tedaviye 5-10 gün, günde iki kez 500mg Zinnat (sefuroksim aksetil) film tablet ile oral yoldan devam edilir. Parenteral ve oral tedavinin süresi enfeksiyonun şiddeti ve hastanın klinik durumu tarafından belirlenir.

ZİNNAT 500 MG   ilacı ne işe yarar.,  ZİNNAT 500 MG   yan etkileri , ZİNNAT 500 MG   nedir, ZİNNAT 500 MG   zararları , ZİNNAT 500 MG   ilacı kullanımı, 

Not: alıntıdır detaylı bilgi için aşağıdaki linke gidiniz.

insan vucudunda bilinmeyen gerçekler, insan vucuduna ait hiç bilinmeyen 100 özellik , insan vucudunda ilginç özellikler, insan vucudu hakkında 100 ilginç bilgi

Allah insan vucudunu öyle güzel yaratmıştırki inanamazsınız insan vucunda bilmediğiniz 100 farklı özelliği aşağıdaki yazıda göreceksiniz. insan vucudununun ne kadar harika olduğunu anlayacaksınız. insan vucudu hakkında bilmediklerimiz, insan vucudunda bilinmeyen gerçekler, insan vucuduna ait hiç bilinmeyen 100 özellik , insan vucudunda ilginç özellikler, insan vucudu hakkında 100 ilginç bilgi. 

insanların gözle görülmeyen özellikleri , insanlığın bilinmeyen en ilginç özellikleri.


Beyin
İnsan beyni, insan anatomisinin en karmaşık ve en az anlaşılabilen kısmı. Bilmediğimiz çok şey var, ama bildiğimiz ilginç gerçeklerden bazıları aşağıda.

1) Beyine giden ve gelen sinir sinyallerinin hızı saatte 273.6 km’ye ulaşabiliyor. Bu da çevremizdeki etkilere nasıl bu kadar hızlı tepki verebildiğimizi ve bir acıyı nasıl anında hissettiğimizi açıklıyor.

2) Beyin 10 Watt’lık bir ampul kadar enerji tüketiyor. Akla bir fikir geldiğini karikatürize etmek için başın üzerine çizilen ampül figürü çok da yanlış değilmiş. Beynimiz bu enerjiyi uykuda da harcıyor.

3) İnsan beyninin depolayabileceği bilgi miktarı Encyclopedia Britannica’nın içindeki bilgiden 5 kat fazla. Ya da bizdeki eski Meydan-Larousse’tan. Bilim adamları bir rakam belirleyemediler ama bu kapasitenin 3 ila 1000 Terabayt arasında olduğu düşünülüyor. 900 yıllık İngiliz Tarih Arşivi’nin 70 Terabayt olduğu düşünülürse, inanılmaz bir kapasiteden bahsediyoruz.

4) Beyin kandaki oksijenin yüzde 20’sini harcıyor. Vücut ağırlığının sadece %2’sini oluşturmasına rağmen, bu kadar çok oksijen harcaması çok ilgi çekici. Bu yüzden de oksijensiz kalma öncelikle beyin hasarına yol açıyor.

5) Beyin gece gün boyunca olduğundan daha aktif. Düz mantık ile düşünüldüğünde, gündüz yaptığımız onca faaliyet, görüntü, ses vb.nin beyni yatakta yatarak dinlenmemiz durumundan daha fazla çalıştıracağını sanabiliriz. Ama durum tam tersi. Vücudu kapatınca beyin daha da açılıyor.

6) Bilim adamlarına göre IQ yükseldikçe daha fazla rüya görülüyor. Doğru olabilir ama uykudan sonra rüyalarınızı hatırlamıyorsanız hemen kendinizi kötü hissetmeyin. Çoğumuz gece gördüğümüz rüyaların büyük bir kısmını hatırlamıyoruz ve bu rüyalar en fazla 2-3 saniye sürüyor.

7) Nöronlar insanın hayatı boyunca gelişmeye devam ediyor. Yıllarca, bilim adamları ve doktorlar beyin ve sinir dokularının gelişmediğini ve hasarın iyileşmeyeceğini düşündüler. Vücudun diğer kısımları gibi olmasa da nöronlarda gelişebiliyor ve bu da beyin ve hastalıkları konusunda önümüze yeni bir yaklaşım getirecek.

8) Nöronların tipine göre bilginin akış hızı değişiklik gösteriyor. Bütün nöronlar birbirinin aynı değil. Bu değişik tipler içinde bilgi akış hızı 0.5 metre/saniye’den 120 metre/saniye’ye kadar değişebiliyor.

9) Beyin herhangi bir acı hissetmez. Tüm acıların kaynağı beyin olmasına rağmen, kendi üzerinde ağrı algılayıcıları olmadığı için acıyı hissetmiyor. Ama çevresinde çok fazla doku, sinirler ve damarlar var ve bunlar acıya duyarlı. Bu yüzden keskin baş ağrıları var zaten.

10) Beynin %80’i sudur. Tezgahlarda ya da TV’de gördüğünüz beyinler çok gerçekçi değil. Yaşayan bir beyinin dokusu daha çok bir jöleye benziyor. Bir dahaki sefere susuz kaldığınızda beyninizi unutmayın.

Saç ve Tırnaklar
Vücudun yaşayan bir parçası olmamasına rağmen birçok insan saç ve tırnak bakımına çok uzun zamanlar harcıyorlar. Saç ve tırnaklarla ilgili bu gerçekleri bir sonraki kuaför randevunuzda aklınızda tutun.

11) Yüz kılları tüm vücuttaki en hızlı uzayan kıllardır. Erkeklerin akşamüstü sabah traş ettikleri sakallarının tekrar uzamasına şaşmaması lazım. Bir erkek hiç traş olmazsa ömür boyu uzayacak sakalları 10 metreye yaklaşacaktır.

12) Ortalama bir insan günde 60-100 saç teli kaybeder. Kel değilseniz, günlük kaybettiğiniz saç teli sayısı bu kadar. Saç dökülmesi miktarı mevsim, hamilelik, hastalık, beslenme ve yaş gibi faktörler ile değişebiliyor.

13) Kadınların saç tellerinin kalınlığı, erkeklerinkinin yarısı kadardır. Garip gibi görünse de, tam da bu sebepten erkeklerin saçları pek “ipeksi” olamıyor. Saç teli kalınlığı ırka göre de değişebiliyor.

14) Bir tel insan saçı, 100 gram taşıyabilir. Kafamızdaki onbinlerce saç telini düşünürsek, Rapunzel öyküsü de gerçekçi olabilir.

15) En hızlı uzayan tırnak, orta parmağınızın tırnağıdır. Daha da ilginci, çok kullanılan elin tarafındaki tırnağın da daha hızlı uzamasıdır. Neden böyle olduğu tam bilinmese de, uzun olan parmağın tırnağının daha hızlı, daha kısa parmakların tırnaklarının daha yavaş uzadığı gözlenmiştir.

16) Vücudunuzda her santimetrekareye düşen tüy sayısı bir şempanzeninki ile aynıdır. Ama tabii ki insanların tüyleri çok daha açık renkli ve çoğu insanda önemli bir kısmı görünür değil.

17) Sarışınların daha çok saçı var. Saç rengi, saçın gürlüğünü de etkiliyor. Ortalama bir insanın başında 100,000 saç kökü var ve her bir saç kökü insanın hayatı boyunca 20 ayrı saç üretebiliyor. Sarışınların ortalama 146,000 saç köküne karşılık, siyah saçlıların 110,000, kahverengi saçlıların 100,000 ve kızıl saçlıların 86,000 saç kökü var.

18) El tırnakları, ayak tırnaklarından yaklaşık 4 kez daha hızlı uzuyor. El tırnaklarınızı daha sık kestiğinizi farkettiyseniz, bunda bir yanlışlık yok. Açıkta bulunan tırnaklar daha hızlı uzuyor. Tırnakların ortalama uzama hızı ayda 2.5 mm kadar.

19) İnsan saçının ömrü ortalama 3-7 yıl arası. Hergün çok miktarda saç kaybetmenize rağmen, herhangi bir saç telinin ömrü aslında oldukça uzun, tabii özellikle koparılmazsa. Aynı saç teli defalarca traş, boya vs. gibi şeyler görecektir.

20) Saçınızın döküldüğünün dışarıdan anlaşılabilmesi için başınızdaki saç tellerinin %50’sini kaybetmiş olmanız gerekir. Günlük olarak bu kadar çok saç kaybetmemize rağmen, etraftan anlaşılması ancak saçın %50’sini kaybettiğinizde mümkün oluyor.

21) İnsan saçını yok etmek çok zor. Yanıcı olmasını saymazsak, insan saçının doğada çözünme hızı çok çok yavaş. Banyo giderinin saç ile nasıl tıkandığını merak ediyorsanız, şunları aklınızdan çıkarmayın; saçlarımız soğuğa, suya, iklim değişikliğine ve diğer doğa olaylarına, ayrıca asit ve aşındırıcı kimyasallara karşı aşırı derecede dayanıklı.

İç Organlar
Bizi rahatsız etmedikleri sürece aklımıza getirmediğimiz iç organlarımız, aslında yememizi, nefes almamızı ve ayakta dolaşabilmemizi sağlıyorlar. Karnınız guruldadığında aşağıdakileri aklınıza getirin.

22) En büyük iç organımız ince bağırsağımızdır. “İnce Bağırsak” diyoruz ama “kalın” bağırsağımızdan çok daha uzun, bir insanın boyunun dört katı kadar. İçeride çok fazla dolanarak karın boşluğuna sığmayı başarıyor.

23) İnsan kalbinin yarattığı basınç, kanı 10 metre yüksekliğe fışkırtmaya yeterlidir. Kalbimizin attığını hissetmemiz de bundan. Tüm vücuda kanı dağıtabilmek için böyle yüksek bir basınç ve buna dayanacak kadar sağlam bir organ gerekiyor.

24) Midenizdeki asit bir jileti eritebilecek kadar kuvvetlidir. Tabii bunu test etmek için jilet ya da başka bir metal eşya yemeniz gerekmiyor. Midemizdeki hidroklorik asit pek çok metali eritebilecek özellikte.

25) İnsan vücudundaki damarların toplam uzunluğunun yaklaşık 96,500 km olduğu tahmin ediliyor.Dünyanın çevresinin yaklaşık 40,200 km olduğunu düşünürsek, vücudunuzda dünyanın çevresini iki defadan fazla dönecek kadar damar var.

26) Midenizin iç çeperi her 3 ila 4 günde bir yenilenir. Mide duvarları oluşturan hücreler bu kadar sık değişmezlerse mide asidi bu hücreleri eritir. Ülseri olanlar mide asidinin canınızı ne kadar yakacağını iyi bilirler.

27) İnsan akciğerinin yüzey alanı bir tenis kortunun alanı kadardır. Kana oksijen geçişini daha verimli yapabilmek için, akciherlerimizde binlerce bronş ve alveol bulunur. Bunların içinde de mikroskopik kanalcıklar vardır. Yüzey alanının büyüklüğü oksijen ve karbondioksit değiş dokuşunu kolaylaştırır ve vücudun her zaman yeterli oksijeni almasını sağlar.

28) Kadınların kalbi, erkeklerden daha hızlı atar. Bunun ana sebebi, genel olarak kadınların erkeklerden daha az yapılı olması ve kalbin daha az kan pompalamasıdır. Bunun dışında da kadın ve erkek kalpleri, özellikle kalp krizi aşamasında farklı özellikler gösterebilir. Bazı durumlarda kadın ve erkek kalbine uygulanması gereken tedavilerde de farklılık olabilmektedir.

29) Bilim adamları, karaciğerin 500’ün üzerinde fonksiyonunu bulmuşlardır. Karaciğerinizi ancak çok içki içtiğinizde hatırlamanıza rağmen, bu organ vücudun en çok çalışan ve en büyük organlarından biridir. Karaciğerin yaptığı işlere örnek olarak safra üretimi, kırmızı kan hücrelerinin ayrıştırılması, plazma protein sentezi ve toksinlerden arındırma sayılabilir.

30) Aort damarımızın çapı bahçe hortumu çapına yakındır. İnsan kalbinin ortalama büyüklüğünün yumruğumuz kadar olduğu düşünülürse, aort damarının çapı oldukça fazladır (Amerikan standardında bir bahçe hortumu dış çapı yaklaşık 27 mm. dir). Bu damarın bu kadar geniş olmasının sebebi, oksijen açısından zengin kanı vücuda dağıtan ana kaynak olmasıdır.

31) Kalbinize yer açmak amacı ile, sol akciğeriniz, sağ akciğerinizden daha küçüktür. Herhangi birine “akciğerleri çiz” dediğinizde genelde simetrik iki organ çizimi ile karşılaşırsınız. İki akciğerimiz yaklaşık aynı ölçüde olmasına rağmen, hafif sola kayık olan kalbimiz, sol akciğerin bir kısmını gasbetmiştir.

32) İç organlarınızın büyük bir kısmını kaybetseniz dahi hayatta kalabilirsiniz. İnsan vücudu çok kırılgan gibi görünmesine karşılık, mideniz, dalağınız, bir akciğeriniz veya böbreğiniz olmadan ya da karaciğerin %75’i, bağırsakların %80’i olmadan yaşamınızı sürdürebilirsiniz. Tabii ki çok iyi hissetmeyebilirsiniz ama bu organların eksikliği sizi öldürmeyecektir.

33) Böbreküstü bezleri hayat boyunca sürekli küçülür Böbreküstübezleri, böbreklerin hemen üzerinde yer alır ve stres hormonları üretir (kortizol ve adrenalin gibi). Gebeliğin 7. ayında bebeğin böbrek üstü bezleri ile böbrekleri aynı boyuttadır. Doğumdan önce biraz küçülen böbreküstü bezleri, yaşam boyu küçülmeye devam ederler. Öyle ki, çok yaşlı insanlarda böbreküstü bezleri görünemeyecek kadar küçüktür.

Vücut Fonksiyonları

34) Hapşırık hızı 160 km/saat’i geçebilir. İşte yine tam bu yüzden hapşırırken ağzınızı da kapatmanız gerekmektedir.

35) Öksürük hızı da 100 km/saat seviyesindedir. Bu hızda öksürüyorsak, mikropların hızla yayılmasına da şaşmamak gerekir.

36) Kadınlar gözlerini erkeklerden 2 kat daha fazla açıp kaparlar. Ortalama bir insan dakikada 13 kere gözünü kırpmaktadır.

37) Dolu mesane tenis topu büyüklüğündedir. Dolu mesane 400-800 cc idrar tutabililmesine rağmen, çoğu insan 250-300 cc seviyesinde tuvalete girme ihtiyacı hisseder.

38) İnsan atıklarının yüzde 75’i sudur. İnsanın çıkardığı atıklarda sadece idrarın su içerdiğini sanıyorsanız yanılırsınız. Dışkının da büyük kısmı sudur. Buna şükretmemiz lazım, zira böyle olmasaydı, sürekli acılı bir kabızlık çekerdik.

39) Ayaklarda 500,000 ter bezi vardır ve günde yaklaşık 475 mililitre ter üretirler. Spor ayakkabınızın neden boyasının çıktığına şaşırmamanız lazım. Ayrıca, erkeklerde kadınlara göre daha fazla ter bezi bulunur.

40) Yaşamınız süresince iki yüzme havuzunu dolduracak kadar tükürük üretirsiniz. Tükürük sindirim sisteminin çok önemli bir bileşenidir. Ağzı sürekli ıslak tutmaya da katkıda bulunur.

41) Ortalama bir insan günde 14 kez mide gazı çıkarma ihtiyacı hisseder. Çok mide gazınızın olduğunu düşünüyorsanız, hemen herkesin aynı durumda olduğunu bilmeniz sizi rahatlatacaktır. Sindirim, vücutta pekçok gaz birikimine yol açar ve bu gazları çıkarmamak ağrılara sebep olabilir.

42) Kulak kiri, kulak sağlığı için gereklidir. Pekçok insan kulak kirinden hoşlanmaz ama, kulak kiri kulağın savunma sisteminin çok önemli bir parçasıdır. İç kulağı bakterilerden, mantarlardan, kirlerden ve hatta böceklerden korur. Ayrıca kulak içini yağlar ve temizler.

Cinsellik ve Üreme
Hala pekçok toplumda tabu olmasına rağmen, hem ilişkiler hem de üreme için cinsellik insan hayatının önemli bir parçasıdır. Aşağıdakiler konu ile ilgili bazı ilginç gerçekler...

43) Her gün 120 milyon cinsel ilişki yaşanıyor. İnsanlar hızlı çoğalan bir tür. Günde 120 milyon cinsel ilişki yaşanıyorsa, nüfus artışına şaşırmamak lazım.

44) İnsan vücudundaki en büyük hücre, bir kadının yumurtasıdır. İnsan vücudundaki en küçük hücre ise sperm hücresidir. Normalde hücreler görülemeyecek kadar küçüktür ama bir yumurta hücresi, 1mm’lik çapı ile çıplak gözle görülebilir. Sperm hücresi ise bir hücre çekirdeğinden birazcık büyük, ama yine de çok minik bir hücredir.

45) Hamileliğin ilk üç ayında kadınların rüyada en çok gördükleri şeyler kurbağa, kurtçuk ve saksı bitkileridir. Hamilelikte hormon değişimine paralel olarak pek çok şey garipleşebiliyor. Rüyaların değişmesi de bunlardan biri. En çok görülen şeyler bu yukarıdakiler ama birçok kadın da su, doğum yapma, vahşet ya da seks ile ilgili rüyalar da görüyor.

46) Dişleriniz siz doğmadan 6 ay önce gelişmeye başlar. Dişli olarak doğan bebek çok az ise de, dişlerin gelişimi çok erken başlıyor. 9 ila 12. haftada dişler şekilleniyor.

47) Bütün bebeklerin gözü mavidir. Göz renginiz anne babanızdan kalıtımsal olarak geçse de, bebekler ilk olarak mavi gözlerle yaşama başlarlar. Bunun sebebi melanindir. Yeni doğan bebekte melanin henüz tam olarak stoklanmadığı ve koyulaşmadığından gözler mavi görünür. Zamanla gözler olması gereken renge dönüşür.

48) Aynı boyutta olsalardı, bir bebek bir öküz kadar güçlü olurdu. Tabii ki bir bebek öküz arabası çekemez ama, bebek öküzün boyutlarında olsaydı, bunu yapabilecek kadar güçlü olacaktı. Bu kadar minik olmalarına rağmen bacakları çok kuvvetlidir, yani tekmelerine dikkat edin.

49) Her 2000 bebekten birinin doğduğunda dişi vardır. Bu diş bazen diğerleri çıktığında düşen fazladan bir diş de olabilir, erken çıkmış normal bir diş de olabilir.

50) Ceninin parmak izleri üçüncü ayda oluşur. Sadece 6-13 haftalıkken dahi parmak izlerinin şekli belirmeye başlar. Garip olan şey ise, bu izlerin insanın hayatı boyunca silinmemesi ve öldükten sonra da en son yok olan şeylerden biri olmasıdır.

51) Her insan yarım saatini tek hücre olarak geçirmiştir. Döllenmenin gerçekleşmesi ve sperm ile yumurta hücrelerinin tek hücreyi oluşturmalarının ardından yarım saat kadar bir süre tek hücre olarak yaşamını sürdürür. Daha sonra hızla bölünmeye başlayarak embriyonun minik parçalarını oluşturur.

52) Erkeklerin çoğu uyku sırasında her 1-1.5 saatte bir ereksiyon olur. Çoğu insanın beyni ve vücudu uykuda iken zannettiklerinden çok daha aktiftir. Kan dolaşımı ve testosteron da uykuda ereksiyona sebep olur ve bu son derece normal bir şey olup, REM uykusunun bir parçasıdır.

Duygusal
Duygularımız, dünya ile iletişimimizi sağlayan ana elemanlardır. Duygularımız hakkında enteresan bilgiler aşağıda.

53) Çok fazla yerseniz duyma hissiniz azalır. Çok yedikten sonra bir konsere giderseniz, kendinize kötülük yapmış olursunuz. Duyma eşiğinizin artmaması için, bu tür etkinliklerden önce az yemek yemeniz faydanıza olacaktır.

54) İnsanların yaklaşık üçte biri iyi bir görüşe sahiptir. Nüfusun geri kalan üçte ikilik kısmı da gözlük ve kontak lens kullanmak durumunda. Ayrıca, yaş ile birlikte de görme problemleri doğal olarak artıyor.

55) Tükürüğünüz bir şeyi eritemezse o şeyin tadını alamazsınız. Bir şeyden tat alabilmeniz için, içindeki kimyasalları tükürük ile çözmeniz gerekir. İnanmıyorsanız bir şeyi tatmadan önce dilinizi kurutmayı deneyin.

56) Kadınlar hem doğuştan itibaren, hem de yetişkinlikte erkeklerden daha iyi tat alır. Araştırmalar, kadınların bir kokuyu ayrıştırmada erkeklerden daha iyi olduğunu göstermiştir. Özellikle narenciye, vanilya, tarçın ve kahve kokularını kadınlar daha iyi alırlar. Nüfusun şanssız bir %2’lik kısmı ise hiç koku alamamaktadır.

57) Burnunuz 50,000 farklı kokuyu tanıyabilir. Hayvanlara göre bu sayı daha mütevazi, örneğin bir tazının burnu insandan 1 milyon kere daha hassas ama yine de burnumuz faydasız değil. Hala çok sayıda kokuyu algılıyabiliyoruz ve bunları anılarımızla birleştirebiliyoruz.

58) Şiddeti az sesler bile gözbebeklerinizin büyümesine yol açabilir. Bu yüzden cerrahlar, saatçiler ve göz ile hassas işler yapanlar çalışırken gürültü yapılmasından hoşlanmazlar. Sesler, gözlerinin odaklanmasını etkilediğinden işlerini aksatmalarına neden olabilir.

59) Tek yumurta ikizleri dışında herkesin kendine has ayrı bir kokusu vardır. Bebekler annelerinin kokusunu ayırabilmektedir. Pekçok insan da yakınlarının kokusunu ayırabilmektedir. Kokunun bir kısmı genetik, bir kısmı ise yenilen yiyecekler ve kişisel hijyen dolayısı ile her insana özel olarak oluşmaktadır.

En genç insandan en yaşlısına kadar yaşlanma süreci yaşamın gerekli ve kaçınılmaz bir parçasıdır. Bu sürecin ilgi çekici ve bazen de garip gerçekleri aşağıda.

60) Yakılan bir insan cesedinin külleri yaklaşık 4.1 kilodur. Ağırlığımızın çok büyük bir bölümünü hücrelerimizde biriken su vermektedir. Yakılma sonucu su ve diğer dokular yok olduğu için geriye pek bir şey kalmıyor.

61) Tırnaklar ve saçlar öldükten sonra uzamaya devam etmez. Ölülerde uzuyormuş gibi görünseler de, aslında su kaybeden derinin geri çekilmesi ve büzüşmesi sebebi ile böyle bir görüntü ortaya çıkmaktadır.

62) 60 yaşına gelen insanların büyük bir kısmı tat alma duygularının yarısını kaybeder. Belki de babaannenizin aşçılığına o kadar da çok güvenmemelisiniz. Yaşlandıkça tadı tam alabilmek için daha keskin tatlar gerekmektedir.

63) Gözler doğumdan itibaren hep aynı boydadır ama burun ve kulak sürekli büyümeye devam eder.Bebeklerin size kocaman gözlerle bakmasının sebebi budur ve bu gözleri hayat boyunca aynı boyutta taşırlar. Kulak ve burun ise sürekli büyür.

64) 60 yaşına gelen erkeklerin %60’ı, kadınların ise %40’ı horlamaktadır. Horlayan birinin yanında yatıyorsanız gürültüsünün nasıl olduğunu bilirsiniz. Normal bir horlama 60 dB iken, kuvvetli bir horlama 80 dB’e kadar çıkabilir. Bu da yaklaşık olarak bir beton kırıcının sesidir!

65) Bir bebeğin başı, boyunun dörtte biri iken, yetişkin insanın başı, boyunun sekizde biridir. Anlaşılan bebekken kocaman görülen başımız çok da fazla büyümüyor. Bacaklar ve vücut kısmı çok daha fazla uzarken, başın büyümesi sınırlı kalıyor.

Hastalık ve Yaralanmalar
Çoğumuz yaşamımız boyunca pek çok kez yaralanır ve hasta oluruz. İnsan vücudunun dış dünyadan gelen bu baskı ve tehlikelere nasıl cevap verdiği ile ilgili gerçekler aşağıda.

66) Kalp krizi geçirme riskinin en yüksek olduğu gün Pazartesidir. Pazartesilerden nefret etmek için bir neden daha! İskoçya’da 10 yıl süren bir araştırma sonucuna göre, diğer günlere oranla %20 daha fazla sayıda insan Pazartesi günleri kalp krizi geçirip ölüyor. Araştırmacıların teorisine göre hafta sonu dağıtıp Pazartesi iş stresine geri dönmek gerginliği arttırıyormuş.

67) İnsanlar gıdasız kalmaya uykusuz kalmaya dayandıklarından daha fazla dayanabiliyor. Aç kalmak yerine gece uykusuz kalmayı tercih edebilirsiniz ama bu sadece kısa vadede geçerli. Ortalama bir insan, su içebilirse, vücudundaki yağ ve diğer faktörlere bağlı olarak 1 ay ila 2 ay arası hayatta kalabilir. Uykusuz kalan kişiler ise sadece birkaç gece uykusuzluktan sonra şiddetli kişilik sorunları ve psikolojik problemler ile karşı karşıya kalıyor. Bugüne kadar kayıt edilmiş en uzun uykusuzluk süresi 11 gün ve bu denek sürenin sonunda halüsilasyon görmeye, konuşurken sözcükleri karıştırmaya ve sık sık yaptığı şeyi unutmaya başlamıştır.

68) Basit, orta derecede bir güneş yanığı dahi damarlara oldukça fazla zarar verir. Ne kadar fazla? Araştırmalara göre damarların normale dönmesi 4 ila 15 ay sürüyor. Koruma sürmeden güneşe çıkarken tekrar düşünün.

69) Hastalıkların %90’ından fazlası stres yüzünden oluşur ya da stres ile hızlanır. Stresli bir işte çalışıyorsanız, bu iş sizin canınızı sıkmaktan fazlasına mal olabilir. Stres, depresyon, yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlığı riskini arttırmaktadır.

70) İnsan başı vücudundan ayrılırsa 15-20 saniye kadar bilinç açık kalmaktadır. Düşünmesi bile korkunç olsa da, kafanın içindeki kan miktarı, kafa kesildikten sonra birkaç saniye de olsa bilincin sürmesine yeterlidir. Bu konuda oldukça çelişkili raporlar bulunuyor.

Kaslar ve Kemikler
Kaslar ve kemikler vücudumuzun çatısını oluşturur ve zıplarken, koşarken ya da sadece uzanırken bile çalışırlar. Onlarla ilgi bazı gerçekler aşağıda.

71) Gülümsemek için 17, kaşları çatmak için 43 kas çalışır. Yani gülümsemek hepimiz için daha uygun bir seçim. Kaş çatma, şaşı bakma gibi hareketleri uzun süre yapanlar, bunun yüzü ne kadar yorduğunu bilirler. Bu yüzden en iyisi ruh halinizi iyileştirmek.

72) Bebekler 300 kemik ile doğar ama yetişkinlerde kemik sayısı 206’dır. Bunun sebebi, bebeklerdeki kemiklerin bir kısmının, örneğin kafatasının daha küçük parçalardan oluşmasıdır. Bu yapı, bebeğin doğum kanalından geçişini de kolaylaştırır. Çocuklar büyüdükçe kemikler birleşip sertleşir.

73) Sabahları boyumuz akşamki boyumuza göre 1 cm kadar daha uzundur. Kemikler arasındaki kıkırdak ayakta durma, oturma ve diğer günlük aktivitelerde bir miktar sıkışır ve gün sonunda bizi birazcık daha kısa yapar.

74) İnsan vücudundaki en güçlü kas dildir. Diliniz ile halter kaldıramazsınız ama boyutuna göre kuvveti en yüksek olan kas odur. Aslında düşündüğünüzde gün boyunca yemek yerken ve konuşurken dilinizin ne çok çalıştığını anlarsınız.

75) Vücuttaki en sert kemik çene kemiğidir. Çene kemiği, vücuttaki en dayanıklı ve zor kırılan kemiklerden biridir.

76) Tek bir adım atmak için 200 kas kullanılır. Kas gruplarını nasıl kullandığınıza da bağlı olarak, asım atmak için 200 civarında kası kullanırsınız. Günde 10,000 civarında adım attığımız düşünülürse bu çok büyük bir rakam.

77) Dişler, vücudun kendi kendini tamir edemeyen tek parçasıdır. Dişinizi kırdıysanız bunun nasıl bir şey olduğunu bilirsiniz. Dişin dış katmanı olan mine kısmı yaşayan bir doku olmadığı için, tamirini yapmak dişçinize kalır.

78) Geliştirdiğiniz bir kas grubunun eski haline dönmesi iki kat fazla zaman alır. Tabii bunu tembeller için bir motivasyona çevirmemek lazım. Kasları geliştirmek aslında nispeten kolay bir iştir ve bu da koltuktan popomuzu kaldırıp hareket etmek için motivasyon olmalıdır.

79) Kemikler bazı çeliklerden daha sağlamdır. Kemik ile çeliği kıramazsınız elbette, çünkü çelik çok daha yoğundur. Kemiğin gerilme gücü 20,000 psi, çeliğin gerilme gücü ise çok daha yüksek olup 70,000 psi’dır. Ancak çelik, kemikten çok daha ağırdır. Bu nedenle, eşit ağırlıkta alındıklarında kemik daha kuvvetlidir.

80) Ayaklarınızdaki kemik sayısı, tüm vücudunuzdaki kemik sayınızın dörtte biridir. Ayaklarınızda bu kadar çok kemik olacağı aklınıza gelmemiştir muhtemelen. Vücuttaki 206 kemikten 52 tanesi ayaklarınızdadır.

Mikroskopik Seviye
Vücudumuzda olan şeylerin çoğu, çıplak gözle göremeyeceğimiz oranda küçük işlemlerle gerçekleşir. Aşağıdakilere bakılırsa, belki de öyle olması daha iyi.

81) Derinizin her 2.5 santimlik kısmında yaklaşık 32 milyon bakteri vardır. Hijyene çok meraklı olsanız da bu konuda fazla endişelenmeniz gerekmez, çünkü bu bakterilerin çok büyük çoğunluğu zararsız ve hatta vücut sağlığı için faydalıdır.

82) Derinizin tüm hücreleri her 27 günde bir yenilenir. Deri, iç organlarımızı korur ve bu görevi yaparken kurur, parça parça dökülür. Yani geçen ayki deriniz kütüphanenizde ya da koltuğunuzun altında toz parçası olarak bir yerlerde duruyor.

83) Her bir dakikada vücudunuzda 300 milyon hücre ölüyor. Çok büyük bir rakam gibi görünse de, bu rakam vücuttaki tüm hücre sayısının çok küçük bir bölümü. Tüm vücuttaki hücre sayısının 10 ila 50 trilyon arasında olduğu tahmin ediliyor, bu nedenle birkaç yüz milyoncuk kayıp çok da büyük değil.

84) Her saatte derimizden 600,000 parça dökülür. Deriniz kurumadıkça ya da güneş yanığınız olmadıkça deriniz pek aklınıza gelmez ama sürekli kendini yenilemekte ve ölü hücrelerden kurtulmakta.

85) Yetişkin bir insanın vücudu günde 300 milyar yeni hücre üretir. Vücudunuz sadece organları çalıştırmak ve hareket etmek için değil, sürekli kendini yenilemek ve tamir etmek için de enerjiye ihtiyaç duymaktadır.

86) Her insanın dil izi de benzersizdir. Suç işleyecekseniz, arkada dil izi bırakmayın! Her insanın dili diğerinden farklıdır ve parmak izi gibi benzersizdir.

87) Vücudunuzda 8 cm’lik bir çivi yapabilecek kadar demir vardır. Kanınızı bir şekilde tatdıysanız hafif bir metalik tat farketmişsinizdir. Kandaki yüksek seviyedeki demir buna yol açmaktadır. Bu demiri vücuttan alırsanız, küçük bir çivi yaparsınız ama kuvvetli de bir kansızlığa yol açarsınız.

88) En çok bulunan kan grubu 0’dır. A ve B grubuna da kan verebildiği için kan bankaları tarafından da aranan bir kan grubudur. En az bulunan kan grubu ise A-H ya da (bulunduğu yer dolayısı ile Bombay kanı denilen) grup olup, bu grup kana sahip insan sayısı 100’den azdır.

89) İnsan dudaklarına kırmızı rengi, derinin hemen altındaki çok sayıda kılcal damar vermektedir.Bahsedilen kılcal damarlardaki kanın oksijen oranı genelde yüksek olduğundan, rengi canlı bir kırmızıdır. Bu, bir insanın kansız kalınca ya da çok kan kaybedince dudaklarının neden soluklaştığını da açıklar. Soğuk havada dudakların maviye dönmesi de bu sebeptendir. Soğukta bu kılcal damarlar büzüşür, kan oksijeninden kaybeder ve rengi koyulaşır.

Çeşitli

90) Ne kadar soğuk bir odada uyursanız, kötü bir rüya görme olasılığınız o oranda artar. Bunun neden böyle olduğu bilim adamlarınca tam olarak açıklanamamıştır ama kabus görüyorsanız kendinizi biraz sıcak tutma isteği yüzünden olabilir.

91) Gözyaşı ve sümükte bakterilerin hücre duvarlarını bozan bir enzim (lysozyme) vardır. Bu yararımızadır, çünkü burnunuzu ve boğazınızı kaplayan sümük ve gözyaşınız bakterilerin bu bölgeye girerek enfeksiyona yol açmalarının önüne geçer.

92) Vücudunuz 30 dakikada 1.9 litre suyu kaynatabilecek kadar ısı üretir. Matrix filmini seyrettiyseniz, insan vücudunun üretebileceği enerjiyi görmüşsünüzdür. Vücudumuzu sürekli 37 derece civarında tutmak için vücudumuzun ürettiği kaloriler ile su kaynatılabilir hatta makarna bile pişirilir!

93) Korktuğunuzda kulaklarınız daha fazla kir üretir. Korktuğunuz zaman üretilen kimyasallar ve hormonlar vücudunuzda bu kulak kiri örneği gibi görünmez faaliyetlere yol açabilir. Çalışmalar, korku durumunda kulağın bu yapışkan maddeden daha fazla ürettiğini ortaya çıkarmıştır ama bunun nedeni bilinmemektedir.

94) Kendi kendiniz gıdıklamanız mümkün değildir. En çok gıdıklananlarımız bile kendilerini gıdıklama yeteneğinden yoksundur. Bunun sebebi, beyninizin parmaklarınızın hareketini kontrol ederken gıdıklama isteğini tahmin etmesidir. Beyniniz gıdıklamanın nereden geleceğini bildiği için başkasının gıdıklaması durumunda vereceği tepkiyi vermemektedir.

95) Kollarınızı iki yana açtığınızdaki genişlik vücudunuzun boyu kadardır. Çok milimetrik olmasa da, kol açıklığınız ile boyunuz birbirine çok yakındır.

96) Sadece insanlar duygusal gözyaşı döker. Hayvanlar dünyasında böyle bir şey yoktur. Sadece insanlar kötü bir gün geçirdiklerinde, birini kaybettiklerinde ya da yalnızca kötü hissettiklerinde gözyaşı döker.

97) Sağlak insanlar solaklardan ortalama olarak 9 yıl daha fazla yaşamaktadır. Bunun genetik ya da başka bir faktörle ilgisi yok. Muhtemelen günlük hayatımızda kullandığımız araç ve makinaların genelde sağ el ile kullanıma yönelik tasarlanaması, solaklar için daha fazla tehlike arz ederek kaza ve ölüm oranını yükseltiyor.

98) Kadınlar erkeklere göre vücut yağını daha yavaş yakarlar (günde 50 kalori daha az). Çoğu erkek yağı daha kolay yakar. Kadınlar, doğurganlık özelliği yüzünden vücutta daha fazla yağ bulundururlar ve bu fazla yağı yakmaları daha zordur.

99) Koalalar ve primatların da parmak izleri benzersizdir. İnsanlar, maymunlar ve koalaların parmak izleri her bireyde farklıdır. Klonlanan primatların dahi parmak izinin değiştiği görülmüştür.

100) Burun ile üst dudağın arasında ortadaki girintili bölgenin bir adı vardır. Bu kısma Philtrum denir. Bilim adamları bu girintinin herhangi bir amacı olup olmadığını bulamamıştır. Eski Yunanlılar ise bu bölgenin vücudun en erojen bölgelerinden biri olduğuna inanırlardı.

Alıntı : http://www.teknomani.com/2013/11/insan-vucudu-ile-ilgili-100-ilginc.html