Çoğu insanda ruhsal gerginlikler sindirim sisteminde gaz, şişkinlik, geğirme, bulantı, iştahsızlık gibi belirtilere yol açabiliyor.
İç hastalıkları veya gastroentoroloji uzmanlarına müracaat eden hastaların şikáyetlerinin önemli bir kısmının arkasında da ruhsal gelgitler yatıyor. Özellikle "spastik kolit" veya "hassas bağırsak sendromu" olarak bilinen sorunda bu durum çok belirgin. Bu sendrom, birdenbire ortaya çıkan karın ağrısı, gaz, şişkinlik veya ishal atakları ile karakterli. Hastalar için bazen dayanılması son derece güç olabilen bu ataklar genellikle ruhsal durum değişmeleri ile de ilişkili oluyor. Korkular, endişe, heyecan ya da kararsızlıklar ve güvensizlik duygusu gibi hoş olmayan duygular kolit ataklarını tetikleyebiliyor. İş yeri gerilimleri, imtihan stresleri, aile içi problemlerin de bu atakları başlatması mümkün olabiliyor.
SİNİRSEL KOLİT ÇOK YAYGIN
Hassas bağırsak sendromunun oldukça yaygın bir sağlık sorunu olmasının arkasında muhtemelen ruhsal problemlerin son zamanlarda daha da yaygınlaşması yatıyor. Sağlıklı insanların yüzde 10-20’sinde hassas bağırsak sendromu ile ilgili belirtilere rastlanıyor. Bankacılık, borsacılık, politika-siyaset, gazetecilik, yöneticilik gibi gelgitleri fazla işlerde çalışanlarda bu oran daha da yüksek.
Hastalığın en önemli belirtisi birdenbire ortaya çıkan karın ağrıları. Bu ağrılara kabızlık veya ishal şikáyetleri eşlik edebiliyor. Bu iki zıt şikáyet bazen ardı ardına da ortaya çıkabiliyor. Gaz, iştahsızlık, bulantı da sık görülen yakınmalar. Biraz dikkatle incelendiğinde hastaların çoğunda depresyon, panik bozukluk, stres yönetimi problemi vb ruhsal sorunlar kolayca fark ediliyor. İshal atakları bazen o kadar şiddetli oluyor ki hastalar tuvalete yetişmekte güçlük çekiyor. Bir kısmı zaten bu korku ile yaşıyor, işini, okulunu, sosyal ilişkilerini aksatıyor.
STRESİN REFLÜDE DE ETKİSİ VAR
Sindirim sisteminin sinirsel kaynaklı problemleri yalnızca hassas bağırsak sendromu ile sınırlı değil. Mesela son yıllarda çok sık görmeye başladığımız "reflü özafajit" probleminin de stres, endişe, gerginlik ile aktive olduğu, nüksettiği ya da şiddetlendiği biliniyor. Midede ekşime, yanma, göğüste ağrı, sıkıntı hissi, geğirme gibi yakınmalarla karakterli olan ve "fonksiyonel hazımsızlık" ismi ile anılan, sık görülen bir problemin de arkasında ruhsal problemler yatabiliyor.
Diğer taraftan "kolit ülseroz" isimli çok önemli kalın bağırsak hastalıklarında da, ince bağırsağın bazı hastalıklarında da ruhsal etkenler önemli bir faktör haline gelebiliyor.
Kısacası sindirim sisteminizin çalışması ile ruh sağlığınızın yakın bir ilişkisi var. Ruh sağlığında ortaya çıkabilecek olumsuzlukların ilk belirtileri bazen sindirim sisteminde ortaya çıkabiliyor. Özelikle sinirsel kolit olarak bilinen hastalıkta bu durumun çok önemli olduğunu bilmenizde yarar var.
Düzenli egzersiz ömrü uzatıyor
Düzenli egzersiz yapan, özellikle tempolu yürüyüşleri ihmal etmeyen erkeklerin, hareketsiz yaşam süren arkadaşlarıyla kıyaslandıklarında kalp damar hastalıklarına yakalanma olasılıklarının yüzde 40 azaldığı anlaşılmıştır. Aynı araştırma, düzenli ve tempolu yürüyüş yapan erkeklerde ölüm oranının da diğer erkeklerden yüzde 30 daha düşük olduğunu gösteriyor. Kısacası düzenli olarak tekrarlanan her türlü egzersiz ömrü uzatıyor.
Egzersizin sağlık yararlarını görebilmeniz için sadece yürümeniz yetiyor. Her gün mutlaka maraton koşmak zorunda değilsiniz. Kendinizle yarışmanız da gerekmiyor. Ağır egzersizler fayda yerine zarar verebiliyor. Ağır egzersizler vücudun daha fazla yaşlandırıcı serbest radikal üretmesine ve daha hızlı yaşlanmasına yol açıyor. Özellikle 50’li yaşlar sonrasında egzersizi ılımlı düzeylerde yapmanız, abartmamanız gerekiyor.
kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/stres-kolit-yapiyor-refluyu-artiriyor-10303232
Ayrıca http://www.kefirtanesi.com/osman-muftuoglu-sinirsel-koliti-kefir-ile-yenin/ sitesinde sinirsel kolitle ilgili başka bir konuyu ele almıştır. Benim burdaki amacım sinirsel kolitle alakalı internet üzerindeki paylaşımları sizlere derleyip sunmak.
Sinirsel kolit! Aslında yanlış bir deyim bu ama (çünkü kolit, kelime anlamı olarak kalın bağırsağın iltihabı demek oluyor, ama sinirsel kolitte gerçek bir iltihap yok), halk arasında çok yaygın kullanıldığı ve kabul gördüğü için birçok hekim hâlâ bu tanımı kullanıyor.
Tanımın doğru bir tarafı da yok değil: “Sinirsel” çok önemli bir tanımlama. Çünkü sorun özellikle stresli, gergin, kaygılı, depresif ve mutsuz insanlarda daha sık görülüyor. Nedeni şu…
Bağırsaklarımızın etrafında (neredeyse) beynimizdeki kadar sinir hücresi ve çok yoğun bir duygusal-sinirsel iletişim ağı var. Beynimizi meşgul eden, üzen, geren, endişelendiren, bunaltan, canını sıkan her sorun bağırsaklarda da az ya da çok ama mutlaka etkili oluyor. Bu tür etkilenmeler bazılarında çok daha fazla abartılı hale gelebiliyor.
Beyinle bağırsaklar arasında adeta bir “kırmızı telefon hattı” var ve beyindeki çatışmalar bağırsaklara anında yansıyıveriyor.
BELİRTİLER NELER?
Bu hastalığa yakalananlarda en ufak bir gerginlik, üzüntü, endişe hatta başkaları için pek de önemli sayılmayacak ruhsal travmalar bağırsak düz kaslarında ani kasılmalara, bağırsak içi salgıların dengesinde ani değişimlere yol açıyor. Bu değişimler sonucu ise oldukça tatsız: Şişkinlik, gaz, karın ağrısı, kabızlık, ishal atakları…
Biraz önce belirttiğimiz gibi sinirsel kolit tipleri bağırsak beyin bağlantısı için son derece önemli. Olayı başlatan çoğu zaman ruhsal gelgitler, çatışmalar ya da travmalar oluyor. Ama bazen gazlı bir içecek, aşırı posalı besinler ya da herhangi bir gıda da atağı başlatabiliyor.
Uzun süreli bir hastalık olsa da sorunun ileride ciddi bir probleme yol açması söz konusu değil. Karın ağrısı, gaz, şişkinlik, kramp ve benzeri işaretler hayat kalitesini ciddi ölçüde etkileyebiliyor, çalışma temposunu, iş hayatını, sosyal yaşamı tatsız hale getirebiliyor. Ama ömrünüzden bir saniye bile çalması mümkün değil, herhangi bir kötü hastalığa dönüşme ihtimali de yok.
Probiyotik destekler
Bağırsaklarınızdaki probiyotik güç arttıkça (bu gücü daha çok kefir içerek, yoğurt yiyerek de çoğaltabilirsiniz) kolit atakları da azalmaya başlıyor. Bu nedenle düzenli olarak probiyotik kapsülleri kullanmanız gerekiyor. Bu kapsüller son derece ucuz ve bazılarının içindeki bakteriler diğerlerinden daha etkili. Mesela B. coagulans bakterilerinden zenginleştirilmiş probiyotik destekleri daha faydalı olabilir.
Ağrılı dönemlerde ise nane yağı kapsülleri öneriliyor. Nane yağı kapsülleri özellikle bağırsak düz kaslarını gevşetip, karın ağrısını azaltabilen etkili doğal desteklerdir.
Yavaş olun!
Eskilerin bir deyişi vardı: ”Arkandan atlı mı kovalıyor?” Hızla, telaşla üstelik de hakkını vermeden iş yapana söylenirdi. Hızlı yemek yiyen de ne yediğinin tadına varır, ne de sağlıkla sindirir. Sonuç olarak ne gözü doyar ne de bedeni. O nedenle:
– Çatalınıza daha ufak lokmalar alın.
– Lokmalar arasında çatal ve bıçağınızı bırakın.
– Yemeğe ara verin ve su yudumlayın.
– Yemek süresince sohbet edin.
– Lezzete ve görünüme önem verin.
– Yemeğe düşük kalorili ve hacimli yiyeceklerle başlayın: Yağsız sebze çorbaları ve salatalar doğru seçimlerdir.
– Başkalarıyla yemek yerken en yavaş yiyen kişiyi kendinize rakip seçin ve öğünü bitiren en son kişi siz olmaya çalışın.
– Karşınızda ayna varmış gibi kendinizi izleyin. Yavaş, hoş, ölçülü, dikkatli, abartısız yemek yiyen biri olun.
– Ayakta yemeyin, mutlaka oturun.
– Yemek yerken başka bir şeyle (okumak, televizyon izlemek) uğraşmayın.
– Çalışırken yemek yemeyin. Çalışma masanızda da yemeyin.